Mevsimler insan yaşamını bazen açıklanabilir bazen bir izah olmadan içe doğan ruh halleriyle etkiler, anlamlandırır, coşturur.
Bir mevsimi size rüzgâr eden aslında hayatı algılayış biçiminizdir de. Eğer herhangi bir mevsimde kendiniz olabiliyorsanız kış olsun, yaz olsun ilk ya da sonbahar olsun tarifsiz bir haz ve huzur doldurur içinizi.
Son zamanlarda zihnimde döndürdüğüm, döndürerek büyütttüğüm bir fikir var: Düşünüyorum düşündükçe çiçeklendiriyor ya da yağdırıyorum bu fikri zihnimin boşluklarına. Bu mevsim ve ruh uyumu hayatta kaç kez bulur bizi. Mevsim mi anlamlı kılar bizim için bulutlarda uçuşu yoksa ruhumuz mu mevsime denk getirir renk çümbüşünü?
Mevsim mevsim büyürüz, mevsim mevsim olgunlaşır, mevsim mevsim kendimiz oluruz. Mevsimine denk gelmek gibi bir durum arzı endam ediyor tam da burada. Mevsimine denk gelmediğiniz insan çok iyi bir insan da olsa hüzünlü bir burukluk olur ve de acı olur; dolar ikliminize. Mevsimine denk gelmediğiniz bahçe meyve verse de ellerinize, tat vermez dilinize. Mevsimine denk gelme de zirvesidir hayatın kısa da olsa bu hâl, derinlerde bıraktığı etki besleyebilir yıllarca benliğinizi.
Mevsimine denk geldiğiniz her şey sizi siz yapar ama siz de mevsiminizde olduğunuzda gerçekleşir bu tatlı hülya. Siz hayattan geçerken hayatınızda yer alanların mevsimine denk geldiyseniz şayet o anı yüreğinizin günlüklerine nakşedersiniz. Her şeyin bir mevsimi var. Duyguların, şehirlerin, şiirin, sinemanın ama herhalde hepsinin parladığı dönemi yakalamak bir ömür için hiç de kolay değil.
Kendi içimize açtığımız pencereden uzaklara, mevsimlerin saltanatına bir göz attığımızda genç yaşlarımda diyebilirim ki şiirin mevsimiydi. Ben şimdi şiirin mevsimine denk gelmiş ve kendi şiir mevsiminde biri olarak bu çağda her şey öğütülürken nefes alamadığımı fark ediyorum.
Sahi şu sıralar neyin mevsimine denk geliyor hayatımız? Bu soruyu boşluğa yuvarlarken arkasından gelen soru da hiç yabana atılır değil. Behey divane sen insan, olay, durum her bir şeyin mevsimine denk gelmeyi hayal ederken senin mevsiminde olmadığın demlerin çetelesini tutanları hesaba katıyor musun?