SİYAH ATLAR
Saçında gecenin soğuk rüzgârı
Bir gün kapatırsın bu ufukları
Beklersin köşende sessiz ve yorgun
Siyah atlarını son yolculuğun
Ve dersin yavaşça kendi kendine;
Ömrün çemberinden kurtuldum yine.
ŞİİRİN İNCELENMESİ
Bilinçli düşünen bir varlık olarak insan, hem hatıralarıyla maziyi yaşar, hatıraları hatırladıkça maziyi canlandırır, hem de geleceğine şekil ve yön verebilir. İnsan bir gün bu dünyadan göçüp gideceğini, ölüm düşüncesini daima aklında canlı bir şekilde bulundurmaktadır. Karşılaştığı her durumda, her şartta ona göre şekil alıp hayatı ona göre yaşamaktadır. Tanpınar, ölüm ve zaman ilişkisine şiirlerinde oldukça fazla yer vermiş ve bu ifadeler şiirinin odak noktasını oluşturmuştur. Tanpınar’da ölümlü olmanın kaygısı varlığını sık sık rahatsız eden bir durumdur. Tanpınar’ın şiir dünyasında, yaşanılan anın ötesinde, zengin ve renkli bir hayal dünyası vardır. Bu hayal dünyasının temelleri fantastik, mitolojik imgelerle ve rüya hâlinin yansımalarıyla doludur.
Şair, “Siyah Atlar” adlı bu şiirinde, hayatın yanı başında, bizim her daim dibimizde duran ölümü, “siyah at” imgesi üzerinden bizlere aktarmaktadır. Siyah renk olumsuz, kötü durumları simgelemektedir ve siyah atlarla kastettiği ölümdür. Burada “gece” kavramı ölümün bir çağrıştırıcısıdır. Gece dediğimiz zaman direk akıllara “her tarafın karanlık oluşu, soğuk oluşu ve sabahın olmasını beklemek” ifadeleri gelmektedir. Yani gece bizlerde; “karanlık-soğuk-beklemek” kavramlarını çağrıştırmaktadır. Bu kavramlardan hareketle ortaya çıkacak olan genel kelime “yalnızlıktır.” Çünkü ölüm, insanın tek başına gerçekleştirebileceği ve buna asla ve asla engel olamayacağı bir durumdur. “Beklersin köşende sessiz ve yorgun” dizesiyle birlikte diğer dizelerden hareketle yaşlanmış bir insanın durumu akıllara gelmektedir. Çünkü insan, artık yaşlandığında ölüme bir adım daha fazla yaklaşır ve kendi kedine şu soruyu sorar: “Ve dersin yavaşça kendi kendine;/ Ömrün çemberinden kurtuldum.
Şair “Siyah Atlar” başlığıyla cenaze havasını ve tabutu taşıyan dört kişiyi kastetmektedir. Siyah bizlere karanlığı hatırlatır. Matem kıyafetinin rengi ise siyahtır, işte şairin siyah rengi kullanmasının sebebi budur. Peki şair neden başka bir hayvan değil de atı kullanmıştır? Çünkü at, yolculuğu simgelemekte ve önceden bir binek aracı, taşıt olarak kullanılmaktadır. Burada da bir yolculuk ve tabutu taşıyan dört kişi vardır, atın dört ayağı olmasıyla tabutu taşıyan bu dört kişiyi, yolculuk hayvanı olmasıyla da ölümü kastetmektedir. Şiirde “ölüm”, “yolculuğa” benzetilmiş ve ölümün bir kurtuluş olduğu fikri işlenmiştir. Dünya tektir ve ömür bir defa yaşanır ve sonu gelince biter. Bu nedenle dünya, tekil ve yuvarlak olması bakımından “çembere” benzetilmektedir. “Çember”, “dünyayı” simgelemektedir.
Şair de “ömrün çemberinden kurtuldum” derken dünyayı kastetmekte ve bu dünyadan kurtulduğunu, ömrünün son noktasına geldiğini bizlere göstermektedir.” Ufukların kapanması-son yolculuk yaşlılığın getirmiş olduğu ölümü bekleme” düşünceleri de şiirin “ölüm” fikri üzerine yazıldığını bizlere göstermektedir.
Böylesine kısa bir şiirin derin anlamlar ve imgelerle donatılmış, beni derinden etkileyen Tanpınar’ın Siyah Atlar başlıklı şiirini, her okuduğumda aynı heyecanla okudum, her okuduğumda farklı anlamlar çıkardım ve böylesi bir şiiri incelemekten büyük mutluluk duydum. Sizlerin de okurken aynı heyecanla, aynı mutlulukla okumanız dileğiyle sevgili okurlarım. Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere sağlıcakla kalın…