Gece
Eve geldi. Günün yorgunluğunu kambur gibi sırtında taşıyordu. Kendine verdiği ‘eve gelince uyumama’ sözüne bir kez daha ihanet edecekti. Bir kez daha kendini kandırma seansını titizlikle gerçekleştirdi. Ayazda kalan ruhu iç sesini bile dondurmuştu.
Gündüz
Sıkılıyorum. Hayatım dar ağacında ve idamımı izlemeye gelen bir Allah’ın kulu yok. Duvara attığım yalnızlık çentikleri sanatsal bir tablo gibi görünüyor gözüme. Hepsi onun yüzünden. Ülkedeki tüm rant kokulu ihaleleri üzerine bırakmak istiyorum. Bazen o benim ağlama duvarımmış gibi geliyor. Klişe olmasa dart tahtasının üzerine fotoğrafını asacağım!
Gece
Cevabı meçhul onca soru var aklında. Neden biliyorsun diye sormayın. İlahi bakış açısı bunu gerektirir. Haline bir bakın. Günlük işleri yaparken dudaklarının arasında sünturlu küfürler birikmiş. Böyle bir ev yaşayışın kumbarasında ancak küfür birikir zaten.
Gündüz
Edebiyat bir çukurdur. Anlamasam da ben zaten çukurda yaşıyorum. Tahammül edemediğim için çil yavrusu gibi dağılan insancıklar beni kendimle bıraktı. Bu kadar bırakmasalar iyiydi ama bir hayvancık imdadıma yetişti. Afili bir kimyasal silah icat edip beni hak etmeyenlere fısfıslamak istiyorum. Belki bu sayede birkaç ihtiyarı da tokatlayabilirim. Bence iyi fikir.
Gece
Çanlar onun için çalıyor. Bu sonu kendi hazırladı. Tuğlaları bir arada tutmak için harç niyetine erittiği ruhu artık nemlenmeye, küflenmeye başladı. Zaten halının üzerindeki çöpler de ayaklarına batıyor. Hayatına uygun bir dekor.
- Eee ne oldu şimdi?
Gündüz
Her şey senin yüzünden. Bitti.