Bu sabah erkenden anons öncesi duyulan o melodik sesle uyandım. Yine! Bizim Deli Hasanmış, mahallelinin yakıştırması bu deli sıfatı ha, ben bir deliliğini görmüş değilim. Radyocu İsmet gittiğinde yerini Hasan aldı. İsmet, mahallede bir anons sistemi kurmuştu zamanında. Şarkılar, türküler çalar şiirler okurdu. Bir radyo programı sunuyormuş gibi yapardı bunu. Evet, bir radyo kanalı değildi İsmet’inki: Mahalleye kurulmuş üç beş hoparlör ve bir mikrofondan ibaretti her şey. Ama yine de Radyocu İsmet derdi mahalleli ona. Pek de hoşuna giderdi bu lakap. Sonraları gitti buralardan. Radyo televizyon mu ne okuyacakmış. Hasan’a kaldı mahalle radyosu.
Hasan da çeşitli programlar yapıyor ancak; pek düzenli bir yayın akışı değil onunki. Eğer canı uyanmak istediyse sabah saatlerinde önceki akşamın maçlarının sonuçlarını duyurur. İşine geldiği kadarıyla tabii. Mesela cimbom hiç mağlup olmaz onun anonslarında. Gerekirse tam tersi sonucu söyler. Ne gerek var milletin alay konusu olmaya. Hava durumunu göğe bakıp bildirir, meteoroloji falan hak getire. Çirkin sesine inat içinden geldiğince şarkı söylediği, kimsenin anlamadığı şiirler doğaçladığı da olur. Sanırım en çok da bu yüzden deli der mahalleli ona. Bir insan içinden geldiğince yazıyor, söylüyor diye deli olur mu hiç?! Arada bir de olsa siyasi haberleri aktarır. Zaten ne geldiyse bunlardan geldi başına.
Yine o parti bu parti tartışmalarının olduğu bir zamanda bir yayın yapmıştı Hasan. Pek de bir şey dememişti oysa. Bir tarafın sözlerini eksik mi söylemiş neymiş, yaka paça tutuvermişler bunu. Yani öyle söylediler. Çok zaman ortalarda görünmedi. Duyduğuma göre eşkıyalarmış bunu yakalayanlar. Pek tekin olmayan tiplere eşkıya derler buralarda. Kimse bulaşmaz onlara, bir laf bile diyen olmaz. Ne yapacakları belli mi olur maazallah. Bir bağ kulübesinde tutsak etmişler Hasan’ı ibret olsun diye. Çokça zulmetmişler. Çekip vursalar şanslı sayarmış kendini. Neden sonra salıvermişler Hasan’ı. Yediği dayağın etkisiyle zar zor gelebilmiş mahalleye. Gelir gelmez de yine mikrofonun başına atmış kendini. O günden beri anonsun ünleyicisi o ses: Ardından son solukta pek manidar bir gülüş. Fazlası değil.