Gözlerim kararıyor gecenin iniltisinde
Gecenin uğultusunda göz kapaklarım alçalıyor
Ben onca zamandır koşuyorum
Ayı ayaklarıma giyinip
Durup soluklanmadan serin tutulmalarında
Gözlerim sana bakınca buğulanıyorsa arada
Haytalığımın façaları kalbimdedir
Çarptıkça bana onları hatırlatan
Hatırlayınca yine kalbimde falçatalar
Dermanım serabımca imkanlı
Bu kanlı harbin soluğunda
Demlendim bataklarda lotus çiçeklerinden
Üryan doğdu tasavvurlarım
Sokaklarında yalpaladım yalnız gecelerin
Bütün sokaklarında bir mısra mırıldandım ecelin
Senin şu gülüşün yıldızları görüşüme ulaştıran
Gökleri göğsüme yanaştıran
Meşale kıpırdanmalarıyla yürüdüğüm
Ay altı mağaralarında
Uzay yarıklarından kaynayan
Yıldız altı sularından sulanan
Güneş tutulmalarında yetişen
Çiçek liflerinden kirpiklerin Orta çağ saraylarının
Bin bir girift işlemeli kapıları gibi
Karanlığa gömer gözlerini
Arı mayasından bal peteklerini
Kesti bileklerini dişlerinden hayallerim
Sardı gül yapraklarından yanaklarına
Dudak üstü kıvrımlarına
Kaburgalarımdan fırladı varoluşlarım
Gözlerim açılıyor şimdi verimli topraklarında
Serin ırmaklarında kuşlar cıvıldıyor
Lodosunla göğsüm kafesini aralayıp
Beynime aşkın cereyan ediyor
Beynim rutubetten arınmış
Aşk bu esintide hücrelerime tanınmış
Ben artık bir gazaya hazırlanmışımdır
Semerimde günahlarım
Havsalamda aşağılıklarım
Kelleler allıyorum
Çünkü kalbim gebe bırakır kelimelerimi
Onlar ki soğumazlar
Heybemde kendi ateşimi taşıyorum
Bileklerimden sıyırıp ayı göğe asıyorum
Ay arada beni boğazımdan göğe asıyor
Ama Rabbim sana şüphesiz tapıyorum